
Günlerdir şişirilen, gazetelerin, dergilerin sayfalarını süsleyen son zamanların en "moda" filmi Sex and the City'i nihayet gördüm. Bir zamanlar televizyondan izleyerek sevdiğimiz ve gülerek takip ettiğimiz süper iyi arkadaşların hayatları acaba nasıl ilerlemişti, yoksa aynı yerde sayıp duruyorlar mıydı?
Maalesef aradan yıllar geçmişti ama kızlarımız aynı şeylere üzülmeye, aynı şeylere sevinmeye devam ediyorlar..Hayatlarında yine en önemli şey biri için "bilmem ne marka ayakkabı" ya da "bilmem ne marka çanta", bir başkası için "seks", ötekisi için "çocuk,aile" vs..vs..
Hikaye çok sıradan ve o kadar basit ki eminim en fazla 20 dakikada filmin hikayesine karar vermişlerdir. Dizinin başrol kahramanı Carrie ile on yıllık aşkı Mr.Big için daha iyi hikayeler, daha gerçekçi ve inandırıcı sebepler, daha yaratıcı bir son bulunamaz mıydı?
Film hiç şaşırtmadan, 30 dakikalık sabun köpüğü bir dizi tadında başlayıp bitiyor. Araya "zoraki" katılan bir kaç seks sahnesi o kadar yüzeysel ve o kadar zorlama olmuş ki, hani dizide oluyordu buraya da koyalım bir kaç parça demişler sanki..
Yapımcılar sadece film gösterimlerden para kazanmak istememişler olacak ki her sahneye bir "marka" bir "gizli reklam"alınmış. Evleri dışında geçen sahnelerin çoğu Starbucks'da geçiyor ve en az 5-6 sahnede kahramanlarımız ellerinde Starbucks bardakları ile görünüyorlar. Özellikle gösterilen bilmem ne marka ayakkabıları, elbiseleri ve gelinlik modellerini hatırlamıyorum bile..
Başroldeki yazar olan kahramanımız yardımcısına göstere göstere bir Louis Vuitton çanta hediye ediyor. Yan karakterler ünlü ve pahalı marka çantaların kiralandığı gerçek bir web sitesinden bahsediyorlar. vs.vs.vs...
Kısacası hayal dünyasında yaşayan, zengin, güzel, bakımlı ve zayıf kadınların sınır tanımayan arkadaşlıklarını anlatmaya çalışan ama araya kırık kalpler, kötü ilişkiler gibi soslar katılan eğlencelik ve hemen unutabileceğiniz türden bir film..
Başlıkta göreceğiniz gibi gösterilen dünya bir "sirk"e benziyor..çok renkli kişilikler, moda dünyası, pahalı zevkler, elbiseler, ayakkabılar,içkiler,kalabalık partiler ve çok gürültülü müzik müzik müzik..Nereye bakacağınızı bilemiyorsunuz.O kadar ki biz filmden çıktığımızda başımız ağrıyordu ve çok sıkılmıştık.
Bu arada sözlerimi bitirmeden filmi izlediğimiz salondan bahsetmem gerekiyor. Neredeyse tamamı kadın olan 50-60 kişi vardı. Bizim dikkatimizi tam önümüzde oturan ve salondaki herkesten çok eğlenen 8 adet türbanlı kız çekti..Başları "sıkmabaş" tabir edilen biçimde iyice kapanmıştı ancak hepsinin başında birbirinden renkli, allı güllü saten türbanlar vardı..önümüzde turuncudan mora kadar uzanan her renkten türbanlı ve yaşları 20-25 arasında değişen bu genç arkadaşların bu filme bu kadar ilgi göstermeleri, üstelik de hoşlarına gittiğini görmek bizi şaşırttı. Bu filme geldiklerinden babalarının ya da kocalarının haberi var mıydı acaba?
Maalesef aradan yıllar geçmişti ama kızlarımız aynı şeylere üzülmeye, aynı şeylere sevinmeye devam ediyorlar..Hayatlarında yine en önemli şey biri için "bilmem ne marka ayakkabı" ya da "bilmem ne marka çanta", bir başkası için "seks", ötekisi için "çocuk,aile" vs..vs..
Hikaye çok sıradan ve o kadar basit ki eminim en fazla 20 dakikada filmin hikayesine karar vermişlerdir. Dizinin başrol kahramanı Carrie ile on yıllık aşkı Mr.Big için daha iyi hikayeler, daha gerçekçi ve inandırıcı sebepler, daha yaratıcı bir son bulunamaz mıydı?
Film hiç şaşırtmadan, 30 dakikalık sabun köpüğü bir dizi tadında başlayıp bitiyor. Araya "zoraki" katılan bir kaç seks sahnesi o kadar yüzeysel ve o kadar zorlama olmuş ki, hani dizide oluyordu buraya da koyalım bir kaç parça demişler sanki..
Yapımcılar sadece film gösterimlerden para kazanmak istememişler olacak ki her sahneye bir "marka" bir "gizli reklam"alınmış. Evleri dışında geçen sahnelerin çoğu Starbucks'da geçiyor ve en az 5-6 sahnede kahramanlarımız ellerinde Starbucks bardakları ile görünüyorlar. Özellikle gösterilen bilmem ne marka ayakkabıları, elbiseleri ve gelinlik modellerini hatırlamıyorum bile..
Başroldeki yazar olan kahramanımız yardımcısına göstere göstere bir Louis Vuitton çanta hediye ediyor. Yan karakterler ünlü ve pahalı marka çantaların kiralandığı gerçek bir web sitesinden bahsediyorlar. vs.vs.vs...
Kısacası hayal dünyasında yaşayan, zengin, güzel, bakımlı ve zayıf kadınların sınır tanımayan arkadaşlıklarını anlatmaya çalışan ama araya kırık kalpler, kötü ilişkiler gibi soslar katılan eğlencelik ve hemen unutabileceğiniz türden bir film..
Başlıkta göreceğiniz gibi gösterilen dünya bir "sirk"e benziyor..çok renkli kişilikler, moda dünyası, pahalı zevkler, elbiseler, ayakkabılar,içkiler,kalabalık partiler ve çok gürültülü müzik müzik müzik..Nereye bakacağınızı bilemiyorsunuz.O kadar ki biz filmden çıktığımızda başımız ağrıyordu ve çok sıkılmıştık.
Bu arada sözlerimi bitirmeden filmi izlediğimiz salondan bahsetmem gerekiyor. Neredeyse tamamı kadın olan 50-60 kişi vardı. Bizim dikkatimizi tam önümüzde oturan ve salondaki herkesten çok eğlenen 8 adet türbanlı kız çekti..Başları "sıkmabaş" tabir edilen biçimde iyice kapanmıştı ancak hepsinin başında birbirinden renkli, allı güllü saten türbanlar vardı..önümüzde turuncudan mora kadar uzanan her renkten türbanlı ve yaşları 20-25 arasında değişen bu genç arkadaşların bu filme bu kadar ilgi göstermeleri, üstelik de hoşlarına gittiğini görmek bizi şaşırttı. Bu filme geldiklerinden babalarının ya da kocalarının haberi var mıydı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder